Enerji Verimliliği Kanunu gereği binalarda enerji kimlik belgesi mevcut binalar için 2020 yılı Ocak ayına kadar, yeni binalarda ise Ruhsat Başvurusu ile beraber alınması zorunluluğu mevcuttur.

Enerji tasarrufu enerji verimliliği üzerindeki değinilmesi gereken en önemli faktördür, enerji tüketiminin optimum düzeyde gerçekleştirilmesi olarak değerlendirilir ve bu kapsama enerji atıklarının değerlendirilmesi, enerji kayıplarının önlenmesi gibi kavramlarda dahil edilmektedir. Enerji tasarrufu ve enerji verimliliği farklı terim ifadeler olmasına karşılık kavramsal olarak yakın ilişki içindedirler. Enerji tasarrufu az enerji kullanma süreçlerini içerirken, enerji verimliliği teknolojik herhangi bir fonksiyon ya da bir süreç, bir önceki duruma göre, daha az enerjiyle gerçekleştirilebilme fonksiyonlarını içermektedir. Bu sebeptendir ki enerji tasarrufu, üretkenliğin artışı veya teknolojik ilerlemeler gibi, bazı proses veya gelişmelerin sonucunda oluşur. Öte yandan enerji verimliliği, çıktıyı, tüketimi veya konfor düzeylerini etkilemeden, belirli bir ürün, proses veya üretim alanındaki enerji yoğunluğunun düşürülmesiyle oluşur.

Enerji tasarrufu ana fikrinde daha az enerji harcamayı kriter almaktadır ve açıktır ki enerji tasarrufu yapıldığında enerji verimliliği de artırılmış olur. İnsanların yaşamları boyunca kullandıkları tüm enerji kaynakları tükenen cinstendir, bilinçsiz ve aşırı tüketildiğinde ise daha sonraki yıllarda gerek kaynakların tükenmesi ve gerekse de çevresel zararlı etkilerinin ortaya çıkması gibi büyük sorunlara sebep olacaktır. Günümüz güncel enerji kaynaklarından olan yenilenebilir güneş ve rüzgâr gibi kaynakların kullanımları ise ekonomik maliyetleri sebebi ile yeterli değildir. Hazır kaynakların kullanılması daha az maliyet gerektirdiğinden, daha caziptir.

Günlük hayatta enerji tüketiminin önemli bir kısmının yaşam alanlarında (ev, büro, okul, vb.) yapıldığı düşünülürse yaşam şeklimizdeki küçük farklar oluşturarak yapacağımız enerji tasarrufunun ülke ekonomisi açısından ne kadar büyük kazançlar doğuracağı ortadadır. Enerji tasarrufunun görünen en önemli faydaları; kaynak tüketimini azaltarak, doğaya ve ekolojiye katkı sağlayıp, ülkenin enerji ihtiyacını ve dışa bağımlılığını azaltarak da ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. Sadece evlerde değil, iş yerlerinde, ulaşımda ve sanayide de bu tedbirler uygulanarak enerji tasarrufu sağlanabilir. Sonuçta enerji tasarrufuyla ek kaynak kullanılmadığından çevre de korunmuş olacaktır.
 

Binalarda Isı Yalıtımı ve Enerji Verimliliği İlişkisi


Enerji tüketiminin artışı beraberinde ülke ekonomisine yük, insan ve çevre sağlığına ciddi anlamda zararları da getirmektedir. Bu açıdan bakıldığında insan geleceğinin üzerindeki bu ipoteği kaldırmak veya yükünü hafifletmek için enerji tüketimi ile ilgili tedbirlerin alınma zorunluluğu kaçınılmazdır. Binalarda ısı yalıtımı uygulamaları ile binalardaki ısı kayıplarının dolayısı ile enerji israfın oluşması engellenebilmektedir.

Türkiye’de binalarda kullanılan enerji, toplam enerjinin içinde %31’e yakın bir payı oluşturmaktadır. Türkiye enerjide yaklaşık %75 dışa bağımlıdır. Konut ve hizmet sektörlerinde kullanılan katı yakıt, petrol ve doğalgaz büyük çoğunlukla ısınma amaçlı kullanılmaktadır. Isıtma ve soğutmada elektrikte kullanılmaktadır. Bu grafiğe göre Türkiye Toplam Enerji Tüketiminde Konutlarda doğalgaz tüketimi toplam enerji tüketiminin %9’udur.Ayrıca konut ve hizmetler sektöründe katı yakıt, petrol ve doğalgaz enerji tüketimi toplam ülke enerji tüketiminin %21,6 sını oluşturmaktadır.

Doğru bir ısı yalıtımı yapıldığında %50 enerji verimi elde edilmesiyle çok yüksek oranlarda enerji tasarrufu yapılabilmektedir. Enerjide yüksek oranlarda dışı bağımlı olan Türkiye’nin bu konudaki önceliği tasarruf ve enerjinin etkin kullanımı olmalıdır. Binalarda kullanılacak farklı teknikler ve alınacak farklı önlemler ile büyük miktarlarda enerji tasarrufu sağlanabileceği, bu yüzden enerji verimliliğini iyileştirilebileceği bugüne kadarki birçok uygulamada görülmüştür.

Dünya üzerinde enerji verimliliği konusuna bağlı olarak geliştirilen politikalarda ısı yalıtımı (sıcak/soğuk) en önemli dilimi oluşturmaktadır. Türkiye binalara uygun ısı yalıtımı uygulanması ile Türkiye'nin genel enerji faturasını yaklaşık %10’a indirgemek mümkündür. Sadece düzgün ısı yalıtımı ile sağlanacak böyle ek bir tasarrufa, sanayi, ulaşım, tarım veya diğer birçok sektörler de dahil olmak üzere, aynı yatırım maliyeti ve amortismana sahip diğer bir yöntem ile ulaşmanın çok zor olduğu ifade edilmektedir. Konutlarda enerji verimliliği için ısı yalıtımı çerçevesinde alınabilecek önlemler; dış cephe, iç cephe ısı yalıtımının yapılması, ısı köprülerinin oluşmasının önlenmesi, pencerelerde meydana gelen ısı kayıpların engellenmesi, ortamların dış hava ile bağlantısının azaltılması, gölgeliklerin kullanılması, bina girişlerinde çift kapı kullanılması olarak sıralanabilir. Isı yalıtım uygulamasını etkin bir biçimde gerçekleştirmek meteorolojik (hava sıcaklığı, rüzgâr ve nem) iklimsel özellikleri, coğrafi özellikler (yer alınan bölgenin konumu ve deniz seviyesinden yüksekliği) ve ayrıca bina cephesinin konumu (güneşe bağlı olarak geçirgenlik ve yansıtma gibi) yapı özellikleri dikkate alınmalıdır.

Türkiye de ısı yalıtımının gelişim süreci; Türkiye ısı yalıtımı ile ilgili ilk resmi çalışmalar 1970 senesinde “TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları” ve 1981 senesinde “Isı Yalıtım Yönetmeliği” ile yürürlüğe girmesi ile başlamıştır. Daha sonra “TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları” standardı üzerinde düzenleme çalışmaları yapılmaya başlanmış ve 1998 senesinde onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Yalıtımsız binaların çokluğu ve bilinçsizce yapılan yalıtımlar göz önünde bulundurularak bugünkü çalışmaların temelini oluşturan “Binalarda Isı Yalıtım Yönetmeliği” 2000 yılında çıkartılmıştır. Bu yönetmelik ile yeni yapılacak binalarda enerji performansının, ısı yalıtımı açısından iyileştirilmesi hedeflenmiştir ve binalarda ısı yalıtımı zorunlu hale getirilmiştir. Ayrıca bu yönetmeliğe göre yeni yapılar zorunlu ısı yalıtımı uygulamasını gerçekleştirip, eski binalarda 02.05.2017 tarihine kadar enerji kimlik belgesini almak zorunlu hale getirilmiştir (Binalarda Enerji Kimlik Belgesinin (EKB) aranması şartı 01.01.2020 tarihine ertelenmiştir).

Konutlara uyguladığımız ısı yalıtımının yaşam kalitesine ve bina sakinlerine faydaları ise;

• Dört mevsim süresince doğru yalıtım yaparak soğuk ve sıcağı iletmeyecek etkili performans için ısı yalıtımı gerçekleştirilmelidir. 

• Doğru yalıtım planlanması ile %40 ile %60 oranında ısıtma ve soğutma açısından tasarruf sağlanabilir. 

• Üç yıl gibi kısa bir süre içerisinde masrafını amorti edip ilerleyen yıllarda ekonomik olarak kazanç sağlamak için ısı yalıtımı gerçekleştirilmelidir. 

• Isı yalıtımı uygulamaları sayesinde binalarda özellikle dış cephelerdeki korozyonu engellenerek daha sağlıklı bir yaşam ortamı sağlanabilir. 

• Isı yalıtımıyla binalarda her alanda konfor sağlayarak ve binayı olumsuz dış hava koşullarından koruyarak bakım ve onarım masraflarını azaltılmasını sağlar. 

• Isı yalıtım uygulamaları ile kömür, petrol türevli ve doğalgaz gibi fosil yakıtların tüketimi düşürülerek gelecek nesiller için daha temiz bir çevre sağlanabilir.
 

Enerji Verimliliği Politikaları ve Kanunları


Türkiye uzun yıllardır enerji açığını ithal kaynaklarla gidermeye çalışmaktadır ve bu durumun önüne geçmek için, kendi enerji kaynaklarını sağlamak ve enerjide arz güvenliğini kabul edilir oranlara çekmek için farklı ve güvenilir politikalar geliştirmek zorundadır. Bu sebeple aşağıda belirtilen yasal mevzuatlara başvurmuştur.

Enerji verimliliğinde hedeflenen gelişime ulaşmak için, 02.05.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5627 sayılı “Enerji Verimliliği Kanunu (EVK)” çıkarılmıştır. Bu kanun kapsamında, enerji verimliliği alanında üniversitelere, meslek kuruluşlarına, sivil toplum örgütlerine ve enerji danışmanlık şirketlerine çeşitli yetkiler verilmektedir. Bununla birlikte, daha çok elektrik tüketen işletmeler enerji yönetimi bölümleri oluşturmakla yükümlü kılınmıştır. Ayrıca, çeşitli şartlara göre işletmelere, enerji kalite belgesi verilecektir. Bu kanun beraberinde benzeri birçok tedbir planlanarak, milli gelir başına tüketilen enerji miktarının (enerji yoğunluğu) yaklaşık %15 oranında azaltılması planlanmaktadır (5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu, T.C. Resmî Gazete, Sayı: 26510, Tarih: 02.05.2007). Bu kanun; binalarda, sanayi işletmelerinde ve ulaşım sektöründe verimliliğinin arttırılmasına yönelik tedbirleri de sunmaktadır.
 

Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği (BEP)


BEP yönetmeliği; konutları, ticari amaçla ve hizmet amaçlı kullanılan yapıları kapsamaktadır. Bir dizi önlem paketi kullanarak binalarda enerji verimliliği artırmanın yöntemlerini aramaktadır. Bu yönetmelik çerçevesinde göz önünde bulundurulması gereken hususlar; mekanik tesisat, mimari tasarım, otomasyon, ısı yalıtımı, aydınlatma, ısıtma/soğutma, yenilenebilir enerji kullanımı, kojenerasyon sistemleri olarak sıralanabilir. 05.12.2008 tarihinde çıkarılan Binalarda Enerji Performans Yönetmeliğinin amacı;

• Binaların bütün enerji kullanımlarının değerlendirilmesini sağlayacak hesaplama kurallarının belirlenmesi, 

• Birincil enerji ve karbondioksit emisyonu açısından sınıflandırmasını, 

• Yenilenebilir enerji kaynaklarının uygulanabilirliğinin değerlendirilmesini, 

• Sera gazı emisyonlarının sınıflandırılması ve çevrenin korunması.

Kapsamı ise; 

• 200 m2 ’nin üzerinde kullanım alanı olan binalarda, elektrik, ısı ve sıcak su ihtiyacının kojenerasyon sistemi ve yenilenebilir enerji kaynaklarından üretiminin ekonomikliğinin araştırılması, 

• Bilinçlendirme ve eğitim faaliyetleri, 

• Mevcut ve yeni yapılacak binaların performans kriterlerine uygunluğunun belirlenerek enerji kimlik belgesinin hazırlanmasıdır.
 
Enerji Kimlik Belgesi (EKB)

Binalarda enerji performansı yönetmeliğine göre 01.01.2011 tarihinden itibaren halen mevcut ve yeni yapılan binaların enerji kimlik belgesi (EKB) zorunluluğu vardır.

• Asgari olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içerir, 

• Enerji kimlik belgesi vermeye yetkili kuruluş tarafından hazırlanır ve ilgili idarece onaylanır, 

• Bu belge, yeni binalar için yapı kullanma izin belgesinin ayrılmaz bir parçası olacaktır, 

• Toplam kullanım alanı 1.000 m2 ve üzerinde olan mevcut binalar ve işletmeye alınan yeni binalar için düzenlenir, 

• Yeni inşa edilen binaların enerji performansının EKB sınıfı minimum C olacak şekilde tasarlanması gerekmektedir 

• EKB geçerlilik süresi 10 yıldır.

Enerji kimlik belgesinde; 

• Bir binanın enerji performansının belirlenmesi, 

• Binanın m2 başına düşen yıllık enerji tüketiminin belirlenmesi, 

• Bu değere göre CO2 salınımının hesaplanması, 

• Bu değerlerin referans bir binanın ki ile kıyaslanması. 

Kıyaslama sonucuna göre binanın A-G arası bir enerji sınıfına yerleştirilmesi ile gerçekleşir.
 
Bina Enerji Sınıfı Enerji Sınıfı Endeksi (EP)
A 0-39
B 40-79
C 80-99
D 100-119
E 120-139
F 140-174
G ≥175



Resimde gösterilen enerji kimlik belgesine göre, tüketim değerleri ve emisyon değerleri incelenerek bina için A sınıfı ile G sınıfı arasında bir kimlik tanımlanacaktır. A sınıfı, en verimli bina çeşidi olurken G sınıfı en düşük verimin elde edildiği bina tipi olmaktadır. Bina enerji kimliğinde mevcut bir binanın enerji sınıfının en az C olması beklenmektedir.

Binaya ait enerji kimlik belgesinde binanın aylık ve yıllık bazda ne miktarda enerji tükettiği (kw/h-m2 /yıl) binanın bir yılda ürettiği sera gazı miktarı (CO2/kg-m2 ) belirtilir. Yani binanın havayı ne kadar kirlettiğini göstermektedir.
Sizlere daha iyi hizmet sunulabilmesi için kişisel verileri koruma politikamız doğrultusunda çerezler kullanılmaktadır. Detaylı bilgi almak için Çerez Politikası metnini inceleyiniz.